3D Yazıcıların Tarihi

Halk arasındaki popülerliği gittikçe artan 3D yazıcılar aslında sandığınız kadar yeni değil.

“Fused Deposition Modeling” yani Kaynaştırılmış Birikim Modellemesi anlamına gelen bu teknoloji 2000’lerin sonlarına doğru popülerlik kazanmaya başlamıştı. Bu popülerlik sonucunda pek çok insan FDM’nin tek katmanlı üretim tekniği olduğunu düşünmeye başlamıştı fakat tek olmak bir yana FDM ilk metod bile değildi. İlk 3D yazıcı aslında 1980’lerde hayatımıza girmişti.

3D Yazıcıların Doğumu

3D yazıcı teknolojisi 1970’lerden beri hayali kurulan bir teknolojiydi fakat bu alana dair ilk denemeler 1981 tarihinden başladı. İlk 3D baskı tekniğini hızlı bir prototipleme gerçekleştirdiği için bugün Hideo Kodama ile anıyoruz. Kodama ışığa duyarlı bir reçineyi UV ışını kullanarak polimerime hale getirmişti fakat son başvuru tarihini kaçırması talihsizliği nedeniyle patent talebinden bulunamamıştı.

Birkaç sene sonra Fransız mühendisler Alain Le Méhauté, Olivier de Witte ve Jean-Claude André’den oluşan bir ekip stereolitografi ile ilgilenmeye başladı fakat bu da kısa süren bir serüven oldu.

Hemen hemen aynı dönemde bu teknoloji ile ilgilenen bir başka isim ise Charless Hull’du. Hull, 1986 tarihinde stereolitografi patenti için ilk başvurusunu gerçekleştirdi ve ardından 3D Systems. Corporation’ı kurarak 1988’de ilk ticari ürünleri olan SLA-1’i piyasaya sürdü.

Stereolitografinin ilk 3D yazıcı modeli olarak piyasaya sürüldüğü tarihlerde SLS yani Seçici Lazer Sinterleme ve FDM ile ilgili çalışmalar da başlamıştı. Yine 88 senesinde Texas Üniversitesinden Carl Deckard SLS teknolojisi adına ilk patenti alırken Scott Crump ise FDM’nin ilk patenti almıştı. 1981’den başlayarak on yıllık bir süreç içerisinde 3D yazıcılara dair bildiğimiz üç teknik de geliştirilmişti.

1990’lar 3D Yazıcıların Gelişimi

80’lerdeki çalışmaların ışığında 3D yazıcılar ve üretim için gereken zemin hazırlandıktan sonra yazıcıların ve diğer teknolojilerin gelişim süreci hızlanmış oldu. Varolan teknolojiler mükemmelleşiyor ve yeni teknolojiler doğuyordu.

Avrupa’da EOS GmbH kuruldu 3D baskının endüstriyel prototipleme ve üretim uygulamaları için il EOS Stereo sistemi geliştirildi ki endüstriyel kalitesi bugün bile plastik ve metaller için SLS teknolojisinde dünya çapında tanınmakta.

1992’de ise Stratasys hem profesyoneller hem de kişisel amaçlı 3D yazıcılar için üretime geçti ve 3D üretim sektöründe farklı teknikler çoğalmaya başladı.

2000’ler ve 3D Popülerleşmesi

  • 2000 senesinde insanlık ilk defa 3D yazıcı tarafından üretilen bir organa, bir böbreğe sahip olmuştu fakat bunun bir insana nakledilmesini görebilmek için on üç sene daha beklememiz gerekecekti.
  • 2004 senesinde ise RepRap Projesi ile 3D yazıcıdan başka bir 3D yazıcı kopyalamak mümkün hale gelmişti. Bu açık kaynaklı proje 3D yazıcıların popülerleşmesinde önemli bir rol oynamıştı.
  • 2005 senesinde ZCorp ilk yüksek çözünürlüklü ve renkli model olan Spectrum Z510’u piyasaya sürdü.
  • 2008 senesinde ise 3D yazıcıların tıp alanında yeni bir çığır açması söz konusu oldu ve ilk 3D baskılı uzuv üretildi.

2010’lar ve Gelişimin Süregelmesi

2010’lar gelişmelerin katlanarak arttığı sürecin sonunda 3D baskıların günümüz ve gelecek için öneminin arttığı her geçen gün daha heyecanlandırıcı gelişmelerin yaşandığı ve 80’lerde belki hayal dahi edilemeyecek şekilde arabaların baskısının bile alınabildiği bir dönem oldu.

3D baskının medya ve halk önünde görünürlüğünü de artırdığı bu dönemin sonunda kim bilir 2020’lerde bizi ne gibi gelişmeler bekliyor olacak.